Avrupa bu yaz yine tarihinin en sıcak dönemlerinden birini yaşıyor. Termometreler 45 dereceyi gösterirken, bizler klimalarına sığınmaya çalışıyoruz. Ancak bu görüntünün arkasında çok daha vahim bir tablo var: iklim değişikliği artık sadece çevresel bir tehdit değil, doğrudan can kayıplarına ve milyarlarca euroluk ekonomik zararlara yol açıyor. Avrupa Çevre Ajansı'nın son raporu, aşırı sıcaklara bağlı ölümlerin son yıllarda üç katına çıktığını açıkça ortaya koyuyor. Peki bu durum sadece birkaç sıcak yaz günü mü, yoksa yeni bir normal mi?
Aslında bilim insanları yıllardır uyarıyor: küresel ısınma sadece buzulları eritmekle kalmıyor, doğrudan insan sağlığını tehdit ediyor. Avrupa'da 2023 yazında 65.000 kişi aşırı sıcaklara bağlı nedenlerle hayatını kaybetti. Bu sayı, 2020 yılına kıyasla tam üç kat fazla. Özellikle İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi Akdeniz ülkeleri, ölüm oranlarının en yüksek olduğu bölgeler arasında. Yaşlı nüfus, kronik hastalığı olanlar ve dışarıda çalışmak zorunda olan kesimler en büyük risk grubunu oluşturuyor. Sağlık uzmanları, vücudun ısı dengesini koruyamadığı durumlarda organ yetmezliğinin dakikalar içinde gelişebileceğini vurguluyor.
Aşırı sıcaklar sadece bireysel sağlığı değil, tüm şehir altyapılarını da tehdit ediyor. Asfalt yollar eriyor, demir yolları bükülüyor, elektrik şebekeleri aşırı yükleniyor. Paris'te geçen yaz termometreler 42.6 dereceyi gösterirken, şehirdeki toplu taşıma sistemi neredeyse çöktü. Londra'da uçaklar aşırı sıcak nedeniyle pistten kalkamadı. Bu durumlar, sadece günlük yaşamı değil, ekonomik faaliyetleri de doğrudan etkiliyor. İşte burada devreye iklim değişikliğinin gizli maliyeti giriyor: Avrupa Birliği ülkeleri, sıcak dalgalarından kaynaklanan ekonomik kayıplar nedeniyle yıllık 500 milyar euroyu aşan zararla karşı karşıya.
Ekonomik etkiler sadece altyapı hasarlarıyla sınırlı değil. Tarım sektörü de büyük darbe alıyor. Geçen yıl Avrupa genelinde buğday üretimi %15, mısır üretimi %20 oranında düştü. Bu durum gıda fiyatlarını doğrudan etkiliyor ve enflasyon üzerinde baskı oluşturuyor. Enerji talebi de ters orantılı olarak artıyor. Sıcak havalarda klima kullanımı patlama yapıyor, bu da elektrik şebekelerini zorluyor. İspanya'da yaz aylarında enerji tüketimi rekor seviyelere ulaştı. Tüm bu faktörler birleştiğinde, iklim değişikliğinin Avrupa ekonomisine yıllık maliyeti 900 milyar euroyu buluyor. Bu rakam, Yunanistan'ın toplam milli gelirinden bile büyük.
Önümüzdeki on yılın senaryoları ise daha da endişe verici. Bilim insanlarına göre, sera gazı emisyonları bu hızla devam ederse 2050 yılına kadar Avrupa'da aşırı sıcaklara bağlı ölümler yıllık 200.000 kişiye ulaşabilir. Ancak umutsuz olmak için çok erken. Yeşil enerji dönüşümü, akıllı şehir planlaması ve erken uyarı sistemleriyle bu tabloyu değiştirmek mümkün. Barselona ve Paris gibi şehirler, yeşil çatılar ve soğuk alanlar oluşturarak sıcak dalgası ölümlerini %40 azalttı. Siz de bireysel olarak güneşten korunma, yeterli su tüketimi ve sıcak saatlerde dışarı çıkmama gibi basit önlemler ile riskleri minimize edebilirsiniz. Çünkü iklim değişikliğiyle mücadele, hem bireysel hem toplumsal bir sorumluluk.
undefined
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder